FRANZ KAFKA İLE MİLENA
 
 

Dünyanın en masum aşklarından biri Kafka ile Milena aşkıdır. Birbirlerini görmeden dostça başlayan mektuplar kısa bir süre sonra tutkulu sevgiye dönüşür. Üç yıl süren bu mektuplaşmalarda iki ya da üç kez buluşurlar. Kafka nişanlı, Milena ise evli ve mutsuzdur, ikisi de yahudidir. . Kafka'yı almancadan çekçeye çeviren kadındır Milena. Tanışmaları da bu yüzden olmuştur zaten. Bu çevirileri izleyen yıllarda, uzun uzun, içtenlikle yazışmışlardır. Birbirlerine aşık olmuşlar, birkaç kez de buluşmuşlardır. Ne var ki bu büyük gönül serüveni, hep platonik olarak kalmıştır. O ürkünç yılların labirentlerinde; yahudi olmaları yüzünden, nazilerce yargısız olarak mahkûm edilmiş olmanın o dayanılmaz yılgınlığını yaşamışlardır her ikisi de...

Milena sonradan kocasından ayrılır, Hitler döneminde, yahudi dostu diye toplama kampında özgürlüğüne kavuşamadan ölürken, Kafka'da hastalığını yenemeyip olgunluk döneminde ölmüştür. Dünyanın en platonik, en derin aşkını yaşamışlar ve sonsuzluğa bu aşkla ulaşmışlardır.

 
 
 
 

 

MEKTUPLAR

 
  Sevgilim, bana böylesine işkence etmen için ne yaptım? Bugün gene mektup yok; ne ilk postadan, ne de ikincisinden. Bana acı çektiriyorsun! Senden bir yazılı sözcük beni mutlu ederdi! Anlaşılan yeterince kahrımı çektin benim; bunun başka bir açıklaması yok, hem şaşılacak bir şey de değil; ama anlaşılamayacak olan, senin yazıp bunu bana söylemen. Gene de yaşamımı sürdüreceksem şu bir türlü sona ermeyen son birkaç günde yaptığım gibi senden boşuna haber beklemeye dayanamam. Ama artık senden haber alma umudunu yitirdim. Bana susarak söylediğin "elveda"yı ben de yinelemek zorundayım. Postaya verilmesin diye bu mektubun üstüne bedenimi kapamak isterdim; ama bunun postalanması gerek. Bundan sonra mektup beklemeyeceğim.
Franz
…………………
Beni sana getirecek bir yol bulmuştum, karanlıktan aydınlığa kavuşacaktım. Bu yolu umutla, sevinçle kazmış, kendimden de bir şeyler katmıştım. Bir çırpıda yüreğimle açtığım bu yolu kapatmak, ağır ağır dönmek, vazgeçmek zor geliyor biraz, elbet yüreğim sızlar. (...) Bak Milena, "En çok seni seviyorum" diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, "Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla" dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki."
…………………………….
'...Milena, Milena, Milena... adından başka şey yazamıyorum... Yazmalıyım ama! Bugün şaşkınım, yorgunum ve sensizim Milena. Nasıl bitik olmayayım?'
Franz Kafka
………
"…..yazdıklarınızı göndermek istemiyorsunuz bana öyle mi? İnanmıyorsunuz bana öyleyse. Kafamda yarattığım kadını sarsar mı sandınız? ..."*
Franz Kafka
………………

"Yarım saattir iki mektubunla kartını okuyorum (Zarfı da; nasıl oluyor da postacılar adresleri okuyabiliyor, şaşırıyorum!), gülerek okuduğumun neden sonra farkına vardım. Hangi kral benim kadar mutlu olmuştur? Odama geliyorum, masanın üstünde üç mektup beni bekliyor, bütün işim açıp okumak onları -ellerim ne ağır iş görürmüş meğer- yaslanıyorum koltuğa bu mutluluğa erdiğime inanamıyorum..."
"Seni sevip sevmediğimi soruyorsun durmadan, çok güç bunun karşılığını vermek Milena, mektupla hiç verilemez hele... Yalnız n'olursun, çağırma beni Viyana'ya, yazma bu konuda; gelmeyeceğim, ama bu konuda ettiğin her söz, etime batan kızgın bir şiş sanki, yakıyor, geçmiyor acısı, gün geçtikçe daha da yakıyor...
Demek çiçek gönderdiler sana? Üzüldüm... Odanda duruyor, öyle mi? Dediğim gibi, odandaki dolap olsaydım, güpegündüz, birdenbire çıkıverirdim odandan... O çiçekler soluncaya değin dışarda dururdum hiç değilse. Hoşuma gitmedi. Her şey o kadar uzak ki..."

………
Durmadan soruyorum kendime:Anladı mı verdiğim karşılığı diyorum,ama öyle bir hava içindeyim ki,başka türlü olamazdı yanıtım; aşırı yumuşaktı bile,aşırı aldatıcı,aşırı göz kamaştırıcıydı.Durmadan gece gündüz soruyorum kendime işte;sizden gelecek mektubu çarpıntılar içinde bekliyorum,boşuna yiyorum kendimi;bir hafta durmamacasına taşa bir çivi çakmakla görevlendirilmişim sanki,ama çivi de işçi de benim Milena!
Bir söylentiye göre-inanmak istemiyorum-işçilerin grevi yüzünden bu akşamdan sonra Tirol postası işlemeyecekmiş.
Senin F.

Seni gördüm düşümde bu sabah gene.Yan yana oturuyoruz…Sen itiyorsun beni,ama kızmadan;gülerek.Üzülüyorum,ittiğin için değil,seni itmeye zorlayan davranışıma üzülüyorum.Sızlanmayan,yakınmayan herhangi bir kadına davranır gibi davranıyorum sana;sessizliğin ardındaki sesi-hem de bana seslenen sesi-duymadığıma üzülüyorum.Duyamadım mı dersin?Duymuş da olsam karşılık veremedim ya!
İlk düşümden daha bitik,daha kötü ayrıldım yanından.Bir yerde okumuş olacağım,bir benzetiş geldi şimdi usuma:
Ateşten örülmüş uzun yalımlardır sevgilim,dolaşır yeryüzünü,sarar beni.Ama sardıklarını değil,görmesini bilenleri sürükler ardından…
Senin
(Adımı da yitirdim!Küçüle küçüle 'Senin' kaldı yalnız.)

NOT:Milena'nın Kafka'ya yazdığı mektuplar bulunamamıştır.Yalnız,Kafka'nın yakın arkadaşı Max Brod,Kafka'yı anlatan kitabında,Milena'nın kendisine yazdığı birkaç mektubu yayınlamıştır.Kafka'yla ilgili bu mektuplar,Milena hakkında çok az da olsa bir fikir veriyor.



 
 
 
  MİLENA'DAN ORTAK ARKADAŞLARI MAX BROD'A…  
 

Sizden çok büyük bir dileğim var;bilirsiniz,Franz yazmaz durumunu,'iyiyim' diyor,'sağlığım gereğinden daha da iyi'deyip geçiştiriyor hep.Çok güç bu sevgili adamı anlamak.Onun için size yakarıyorum,gerçekten yakarıyorum size:Üzüntülerinin nedeni bensem,ağrılarına benim yüzümden katlanıyorsa,hemen yazın bana,olur mu?Ele vermem sizi söz veriyorum.Yazacağınızı ummak bile rahatlattı beni.Nasıl yardım edebilirim ona,bilmiyorum;gene de bir yardımım dokunabileceğini sezinlemiyor değilim.İnsan sizi sevmek,sizinle övünmek zorundaymış…Franz öyle diyor.Ben de aynı şeyleri duyuyorum sizin için: Sonsuz bir güven var içimde size karşı,şimdiden teşekkür ederim.

M.P. 21 TEMMUZ 1920

 
 
 
 
Arkadaşına
Adınız E-mail Adresiniz Mesajınız   Arkadaşınızın Maili