Kamaşma

Arzudan kıvranan bir gövdenin hercai yanına
dokundum da ısındım, sanki bir gül kasırgası,
sanki bir yaz şarkısı, hayatla dans eden ruhu
acıkmış, onun kalbine uzanıp güneşlenmeli,
yağmuruyla ıslanmalı... Ben onun muhteşem
bakan gözlerini içtim de kendimi ışık sandım!..


Rüya meleği o, sanki nar denizi bir ağzı var,
çalışkan bir ateş, sönmeyen bir yıldız, pastoral
bir deniz, eskimeyen bir gökyüzü...Suçsuzluğa
sürgün, suluboya bir kuğunun gülümseyişi ve
uykusundan mavi bir ıslık akıyor...Ben onun
konuşkan yalnızlığına, masallar mırıldanan
çocukluğuna sarıldım da kendimi umut sandım!..


Zeytin ne güzel bir meyvedir ağacın ruhunda,
kuytumuzda saflığın güneşiyle yıkadığımız
aklımız ve pırıl pırıl kelimelerimiz dans ediyor.
Onun bakışlarındaki yirmidört ayar zarafet
aydınlığın ruhunu şımartıyor, alnında bir rüzgar
esintisi, dudakları sanki bir ay bahçesi...Ben
onun esrik bakan bahar yüzüne kalakaldım da
kendimi eşsiz bir kamaşma sandım!...


Uzak olanın kokusuyla da başı dönebilir hayatın,
soylu ve ince bir tutkuyla bakıyor dünyaya, uzun
saçlarını yalıyor efendi bir güneş, ışıldayan
bir yelkenli, her gün ruhumuzu tazeleyen mahcup
bir cıvıltı, onun kalbine beyaz bir gülün hüznü
sızmış...Ey çiçeklerin yüzünü güldüren göl kadın,
ben mavi bir rüyanın içinde ve o ay parçası
yüzünüzde mahsur kaldım da kendimi aşk sandım!..

EnginTurgut

Arkadaşına
Adınız E-mail Adresiniz Mesajınız   Arkadaşınızın Maili