Birçok kişi tarafından Amerika'da McCarthy dönemine
özgü aşırılıkların sonucu olarak değerlendirilen davada, Rosenbergler'in
masum olduğu dile getirilmiş, hem ABD içinde, hem de uluslararası
alanda Rosenberglerin serbest bırakılması için kampanyalar düzenlenmişti.
Ancak, dava sırasında Rosenberglere "suçu kabul etme"
baskısı yapan ABD yönetimi, bunun için "hayatlarını bağışlama
ve serbest bırakma" gibi öneriler de getirmişti. Ama Rosenbergler,
bu teklifleri reddedip, masum olduklarını yinelemişlerdi.
Ve gerçekten de masum oldukları 50 yıl sonra anlaşılmıştır. Sovyet
casusu oldukları iddiasıyla idam edilen Ethel ve Julius Rosenberg'in
davasının baş tanığı Ethel'in kardeşi David Greenglass, yalan ifade
verdiğini itiraf etti. Rosenbergler mahkemeye çıkarıldığında suçlama
altında olduğunu ve karısı Ruth ile birlikte mahkum edilmekten korktuğunu,
daha sonra McCarthy'nin yardımcısı olan savcı yardımcısı Roy Cohn'un
yalan söylemesi için kendisini cesaretlendirdiğini anlattı
Ethel ve Julius Rossenberg elektrikli sandalyede idam edilerek haksız
yere öldürüldüler ama onların aşkı ölümsüzdü. Ve ayrı ayrı hücrelerden
birbirlerine yazdıkları mektuplar, bütün dillere çevrilerek bu aşkın
ölümsüzlüğüne tanıklık etti.
MEKTUPLAR
Benim canım sevgilim,
Beni saran kollarından koparken ne kadar isteksizdim ahh.. Ve hücreme
yaklaşırken adımlarım nasıl geri geri gidiyordu bilsen... Hücre- sessiz,
acımasız ve umursamaz tavırlı, sahibinin gidişinin farkında değilmiş
gibi görünen ama sonunda döneceğini bilerek böbürlenen hücre, orada
beni bekliyordu. Dudaklarım, konulmaz bir açlık içinde, seninkilerle
kenetleneli yalnızca üç gün oluyor. Daha üç gün önce, yıllardır sevdiğim,
garip bir aşinalık, garip bir yabancılık duyduğum, sayısız geceler
boyu yanında yattığım ve tatlı uyuduğum o varlığa kondu gözlerim.
Takvime göre yalnızca üç gün, bana sorarsan aradan birçok evren çağı
geçti ve ben seninle sanki hiç konuşmadım da konuştuğumu düşte gördüm.
Sevgilim "kendimden geçtim " derken benim yerime de konuşmuş
oluyorsun. Tırmandığın basamaklar, içeri girdiğimde beliren görüntün.
Manny'nin kulağıma boğuk boğuk gelen sesi, içinde bulunduğumuz oda
.. Hepsi ve herşey öyle çılgın bir gümbürtüyle bilincime aktı ki,
ağzımı açamaz oldum . Sonra, fiziksel selamlaşmamızın acı veren eşsiz
tadına daha tümüyle varmadan, bununla birlikte, içtikçe daha çok susadığımın
bilincinde olarak ayrıldığımı ve kaldırılmaz bir masanın aramızda
olduğunu gördum..!
Ahh, Monsieur, Je t'aime, Je t'adore. Büyük yalnızlık duyan karın
Ethel
( Ethel ve Julius Rosenberg'lerin hapishanede birbirlerine yazdığı
mektuplardan)