NEREDESİN?
Nerdesin? Günler var ki beni aramadın, yazmadın. Senden gelecek bir mektubu
bekledim boşuna. Önceleri içim umutla dolu, postacının kapımı çalmasını
bekledim. Satırlarınla aydınlamasını bekledim bu karanlığın. Saatler saatleri,
günler günleri kovaladı. Gitgide büyüdü verdiğin yalnızlık, yüreğim kahırla
doldu. Ümit etmenin mutlu heyecanları, yerini tarifsiz bir hüzne bıraktı.
Kocaman, kalabalık bir şehirde yapayalnız kaldım işte...
Nerdesin? Beni unuttun diyemeyeceğim,
unutmadığını biliyorum. Ama düşün
ki, benden uzaklaştığın her kilometre, sana olan sevgimi bir kat daha
artırdı. Senden başka bir şey düşünemez oldum. Geri döndüğün zaman,
eminim şaşıracaksın. Böylesine mesafelerle büyüyen, zamanla derinleşen
bir aşkın karşısında olmak kimbilir ne kadar değiştirecek seni...
Yüzünde pembelerin en güzeli, gözlerinde
ışıkların en parlağı ile
sevilmenin çok çok sevilmenin hazzını yudum yudum içeceksin. Sevilen
bir kadının mutluluğunu seyredeceğim sende. Sevdiğim kadının ölümsüzlüğünü
yaşayacağım.
Nerdesin? Dün evinin önünden geçtim. Perdelerin
kapalıydı, dolu doluydu gözleri pencerelerin. Kapın sanki bir daha hiç
açılmayacak gibi kapanmıştı sokağın yüzüne. Kimbilir odalar, eşyalar ne
haldeydi sensiz? Her dakika ayaklarının güzelliğiyle mest olan halılar
ne yapıyordu şimdi? Ya kokuna ve sıcaklığına alışmış yatağın ne haldeydi?
Baktım sen yoktun, duvarlar kararmıştı. Sokağından yaşayan bir ölü gibi
geçtim ve bir hüzün anıtı halinde bıraktım evini.
Nerdesin? Meğer ne doldurulmaz bir derinlikmiş
yokluğun... Kaderde bu
sensizlik de varmış... Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramak
da varmış... Sesini duymak varmış şarkılarda, bütün kitaplarda seni okumak
varmış... Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun...
Kağıtlara seni yazmak varmış, renk renk
düşünmek varmış seni, çiçek çiçek koklamak varmış... Artık hiç yazmasan
da olur, hiç gelmesen de... Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğun... Bir
daha nerdesin demeyeceğim. Bendesin artık... Dudaklarımın değdiği kadehlerdesin.
Serin yağmurlar getiren bulutlardasın. Kah denizlerdesin, kah rüzgarlardasın.
Uzaktasın ama yine bu şehirdesin.
Gittiğine inanmıyorum...
Gel demeyeceğim!
-Alıntı-
|